Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün AKP iktidarı eliyle ciddi bir tehdit altında olduğunu belirterek, “Susturulmuş bir basın, susturulmuş bir toplum demektir. Basın özgürlüğü yoksa demokrasiden söz edilemez” dedi.
CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü ile ilgili yaptığı açıklamada basının demokratik toplumların temel taşı olduğunu vurgulayarak, gazetecilerin karşı karşıya kaldığı baskılara dikkat çekti.
“Basın sadece haber veren bir araç değildir. Aynı zamanda halkın gözü, kulağı ve vicdanıdır. Özgürce çalışan bir basın, toplumsal ilerlemenin ve hesap verebilir yönetimin ön koşuludur” ifadelerini kullanan Yeşiltaş, Türkiye’de gazetecilik yapmanın her geçen gün daha da zorlaştığını söyledi.
“GAZETECİLİK DEĞİL, GERÇEKLERİ SAKLAMAK SUÇ OLMALI”
Açıklamasında, çok sayıda gazetecinin halen cezaevinde olduğunu ve binlercesinin yargı baskısı altında görevini yerine getirmeye çalıştığını hatırlatan Yeşiltaş, “Gazeteciler tutuklanıyor, mahkeme kapılarında süründürülüyor, tehdit ediliyor, hedef gösteriliyor. İktidar eleştiriden korkuyor, çünkü gerçeklerden korkuyor. Oysa bir demokraside eleştiri, yönetim için pusuladır. Gazetecilik değil, gerçekleri saklamak suç olmalıdır” dedi.
Yeşiltaş, medyanın büyük bir bölümünün iktidar tarafından kontrol altına alındığını, kamuoyunun ise manipüle edilmiş bilgiyle yönlendirilmeye çalışıldığını söyledi. Yeşiltaş, “Bağımsız gazetecilik faaliyetleri her geçen gün daraltılmakta halkın haber alma hakkı gasp edilmeye çalışılmaktadır” diye konuştu.
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN TEMİNATIYIZ”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin her koşulda basın özgürlüğünün yanında olduğunu belirten Nihat Yeşiltaş, “İktidar, medyayı susturarak halktan gerçeği saklamaya çalışsa da biz buna izin vermeyeceğiz. CHP olarak ifade özgürlüğünü demokrasimizin temel direği olarak görüyoruz. Özgür basının, şeffaf yönetimin ve eleştiriye açık siyasetin savunucusuyuz. Türkiye, özgür, bağımsız ve çoğulcu bir medya ortamını hak ediyor” dedi.
Yeşiltaş, iktidarın medya üzerindeki baskılarını eleştirirken, sansür yasalarıyla sosyal medyanın da kontrol altına alınmaya çalışıldığını, dezenformasyon yasası adı altında muhalif seslerin susturulmak istendiğini belirtti. “Bu yasaların amacı gerçeği korumak değil, gerçeği örtbas etmektir” diyen Yeşiltaş, Türkiye’nin uluslararası basın özgürlüğü sıralamasında her geçen yıl daha alt sıralara düşmesinin bunun açık bir göstergesi olduğunu ifade etti.
“BU BİR MÜCADELE GÜNÜDÜR”
3 Mayıs’ın yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda bir farkındalık ve mücadele günü olduğunun altını çizen Yeşiltaş, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Halkın haber alma hakkını savunan, gerçeğin peşinden yılmadan koşan tüm gazetecilere şükranlarımı sunuyorum. Gazetecilik suç değildir; aksine, toplumun vicdanını ayakta tutan bir meslektir. Biz özgür basını, demokrasinin olmazsa olmazı olarak görüyoruz. Susturulmak istenen her kalem, aslında halkın susturulmak istenmesidir. Basın susturulamaz, halk kandırılamaz.”
