Altınbaş Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Eray Güçlüer, 15 Temmuz’un yıl dönümünde darbe girişimi akademik bakış açısıyla değerlendirdi.
Altınbaş Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Eray Güçlüer, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü kapsamında yaptığı değerlendirmede, FETÖ’nün yalnızca bir darbe girişimi değil, Türkiye’yi bölüp parçalamayı hedefleyen çok uluslu bir stratejik planın ürünü olduğunu vurguladı. Güçlüer, 15 Temmuz’un arkasında yalnızca FETÖ değil, emperyalist güçlerin ve onların istihbarat destekli organizasyonlarının da bulunduğunu ifade etti.
Dr. Güçlüer, 15 Temmuz’un ardında yatan stratejinin kökeninin 1960’lı yıllara dayandığını belirterek, Türkiye’nin özellikle Adnan Menderes döneminden itibaren dış müdahalelere açık hale getirildiğini söyledi. FETÖ’nün ise bu planın “içeriden devşirilen” bir aracı olduğunu belirten Güçlüer, “Devletin en kritik noktalarına adım adım sızarak örgütlenen bu yapı, dış istihbarat destekli bir virüs gibi büyümüş ve tehdit haline gelmiştir.” dedi.
“Bu bir darbeden öte, Türkiye’yi tarih sahnesinden silmeye yönelik bir projeydi”
15 Temmuz gecesi milletin Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde gösterdiği direnişi, sadece darbecilere değil tüm emperyalist güçlere karşı verilmiş bir zafer olarak niteleyen Güçlüer, “Bu mücadele henüz bitmiş değil. Mücadelemizi kararlılıkla sürdürmek zorundayız.” ifadelerini kullandı.
Yeni nesil tehdit: İstihbarat tabanlı yapılanmalar
Güçlüer, FETÖ’nün klasik terör örgütlerinden çok daha tehlikeli bir yapılanma olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“FETÖ, yüksek uzmanlıkla kurgulanmış, teknolojiyi etkin kullanan bir istihbarat yapılanmasıdır. Sadece silahlı mücadeleyle değil, istihbarat temelli stratejilerle bertaraf edilmelidir.”
Genç nesillere uyarı: FETÖ, PKK ve DEAŞ’tan daha tehlikeli
Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyada PKK, DEAŞ ve FETÖ gibi üç büyük terör örgütüne ev sahipliği yapmak zorunda bırakıldığını belirten Güçlüer, “Gençler, bu yapıları tanımalı, özellikle FETÖ’nün dini ve millî değerleri nasıl istismar ettiğini öğrenmelidir.” dedi.
Milli Birlik ve bilinç vurgusu
Son olarak, emperyalist yapıların hiçbir zaman Sevr’den vazgeçmediğini hatırlatan Güçlüer, millet olarak güçlü kalmanın ve uyanık olmanın hayati önemde olduğunu vurguladı. “15 Temmuz’da şehit olanlara rahmet, gazilerimize minnet borçluyuz. Onların açtığı yoldan kararlılıkla yürümeliyiz.” ifadelerini kullandı.
