Yargıtay’dan gelen son karar, milyonlarca emekliyi tedirgin etti. İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun kararı Resmî Gazete’de yayımlandı. Karara göre, kredi sözleşmesinde onay veren emeklilerin maaşına bankalar bloke koyabilecek.
“BU ONAY, GERÇEK BİR RIZA DEĞİL; ZORUNLULUĞUN İMZASI”
Emeklilerin kredi çekerken imzaladığı sözleşmelerdeki “onay” ibaresi, artık maaşın kısmen ya da tamamen bloke edilmesine kapı aralayacak. Erkan Erdem, kararı sert sözlerle eleştirdi:
“İktidar, emekliyi açlığa mahkûm ettikten sonra şimdi de bankalara ‘buyurun, el koyun’ diyor. Bu karar, bir tercihi değil; mecbur bırakılmışlığı onaylatıyor. Bu, bir sözleşme değil; çaresizliğin belgesidir.”
“EMEKLİ GEÇİNEMİYOR, KREDİYE MAHKÛM EDİLİYOR”
Açlık sınırının 35 bin TL’yi, tek kişilik yaşam maliyetinin ise 54 bin TL’yi geçtiğini hatırlatan Erdem, ortalama 16 bin lirayla yaşam mücadelesi veren milyonlarca emeklinin borç sarmalına sürüklendiğine dikkat çekti:
“Bu ülkede artık geçinmek bir mucize değil, imkânsızlık. Krediler bir seçenek değil, bir hayatta kalma aracı. Böyle bir tabloda verilen hiçbir ‘onay’ özgür irade sayılamaz.”
“ŞARTNAMELERİ KİM OKUYUP, ANLIYOR?”
Erdem, özellikle kredi sözleşmelerinin teknik ve karmaşık yapısına vurgu yaptı:
“Sayfalarca, küçük puntolarla yazılmış sözleşmeleri bırakın 70 yaşındaki emekliyi, hukuk fakültesi öğrencisi bile zor anlar. Maaşa haciz uygulanabilir gibi maddeleri gören de, anlayan da yok. Bu bir hukuk garabetidir.”
“ANAYASAYA RAĞMEN EMEKLİNİN MAAŞINA EL KONULUR MU?”
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, emekli maaşlarının haczini açıkça yasaklıyor. Ancak Yargıtay’ın yeni kararı, bu yasağın etrafından dolanıyor. Uzmanlar, bu tür bir değişikliğin içtihatlarla değil, kanuni düzenlemeyle yapılabileceğini ifade ediyor.
Erkan Erdem ise kararın hukuki değil, anayasal bir kriz yarattığını savunuyor:
“Anayasa’nın 17. maddesi yaşam hakkını, 2. maddesi ise sosyal devlet ilkesini güvence altına alır. Emekli maaşına el koymak bu güvenceleri yok saymaktır.”
“BANKACILIK DEĞİL, VİCDAN MESELESİ”
Kararın ekonomik kriz ortamında alınmasına da dikkat çeken Erdem, toplumda oluşan derin kaygıya vurgu yaptı:
“Bu karar, yalnızca bir bankacılık uygulaması değil; toplumsal adaletin sınavıdır. Açlıkla mücadele eden bir topluma, hukuk eliyle bir de maaşını kaybetme korkusu eklenmiştir.”
“ACİL ÇAĞRI: İKTİDAR GECİKMEDEN ADIM ATMALI”
Erkan Erdem, hükümete üç maddelik acil çağrıda bulundu:
1. Emekli maaşlarının hiçbir gerekçeyle haczedilemeyeceği yasayla açıkça güvence altına alınmalı.
2. Bankaların maaş aktarma işlemleri yoluyla dolaylı bloke uygulamasına son verilmelidir.
3. Kredi sözleşmelerinde emeklilerin haklarını koruyacak sade, anlaşılır ve denetlenebilir kurallar getirilmeli.
“Yargıtay’ın bu kararı, iktidarın suskunluğuyla birleşirse; sosyal devlet anlayışı tamamen çöker. Emeklinin maaşına uzanan el, artık yalnızca ekonomik değil, etik ve anayasal bir sorumluluktur.”
















