Saadet Partisi Bursa Kadın Kolları il Başkan yardımcısı Betül Arakız, Dünya Gıda Günü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında “Gıdada adalet olmadan, dünyada bereket olmaz!” dedi.
Saadet Partisi Bursa Kadın Kllaarı 15 Temmuz Demokrasi Meydanında stant açarak günün anlam ve önemine dair resim sergisi açtı.
Dünyada açlık yok, adaletsizlik var
Arakız yaptığı açıklamada şunları söyledi;
“Her yıl yaklaşık 1 milyar insan yetersiz beslenirken, üretilen gıdanın üçte biri çöpe gidiyor.
Bu tablo yalnızca ekonomik bir dengesizlik değil, insanlığın vicdanını kanatan bir adaletsizliktir.
Biz Saadet Partisi Bursa Kadın Kolları olarak diyoruz ki;
Gıda meselesi, yalnızca tarlada, markette veya sofrada değil, kalplerde ve zihinlerde çözülmesi gereken bir meseledir. Bir yandan artan gıda fiyatlarıyla zorlanan aileler, diğer yandan çöpe atılan ekmekler, meyveler, sebzeler…
Bugün açlık sadece Afrika ‘da değil, Türkiye’de, Bursa’da, dünyanın her yerinde yoksulluk ve ekonomik adaletsizlikle kapımıza kadar gelmiştir. Kadınlar mutfakta yangını en yakından hissediyor; çocuklarının tabağına koymadıkları lokmadan ağırlığını omuzlarında taşıyor.
Bu adaletsizliğin sona ermesi için önce bilinç, sonra irade gereklidir. Çünkü israf, sadece ekmeğin ziyan edilmesi değil; bir insanın hakkının, emeğinin, geleceğinin ziyan edilmesidir.
“Önce Ahlak ve Maneviyat” Anlayışıyla Gıda Meselesine Bakış
Milli Görüş olarak bizler, gıda sorununa salt ekonomik değil, ahlaki ve manevi bir perspektiften bakıyoruz.
Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz “Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A’râf 31) buyuruyor.
Bugün dünyanın yaşadığı kriz, aslında bu emrin unutulmasının sonucudur.
Bir yanda açlık, bir yanda israf..
Bir yanda yoksulluk, bir yanda aşırı tüketim….
Bu düzen sürdürebilir değildir!
İşte bu dengesizliğin ortasında, en büyük görev biz kadınlara düşüyor.
Kadınlar Bereketin ve Kanaatin Teminatıdır
Kadın, evin bereket kapısıdır.
Her sofrada israfın önüne geçecek olan da, çocuklarına tasarrufu öğretecek olan da, üretime emeğiyle katkı sağlayacak olan da kadındır.
Biz Saadet Partili kadınlar olarak biliyoruz ki;
Bir milletin dirliği, kadınlarının bilinç düzeyiyle doğru orantılıdır.
Bu yüzden “gıda bilinci” yalnızca mutfakta değil, hayatın her alanında yaygınlaştırılmalıdır.
Okullarda, mahallelerde, belediyelerde; “israf etme, paylaş” anlayışı toplumsal bir refleks haline gelmelidir.
Gıdada Adalet ve Yerli Üretim Şarttır
Bugün Bursa’ üretici de tüketici de zordadır.
Çiftçi ürettiği üründen kazanamıyor, tüketici ise pazara gidemiyor.
Oysa Bursa, topraklarıyla, iklimiyle, bereketiyle kendi kendine yetebilecek bir şehirdir.
Ama yanlış tarım politikaları, ithalat bağımlılığı ve plansız üretim yüzünden hem gıda güvenliğimiz hem de gıda egemenliğimiz tehlike altındadır.
Bu nedenle biz diyoruz ki:
Yerli üretim güçlendirilmeli, ithalat yerine üretici desteklenmelidir.
Tohum üretimi ve ileri teknoloji gerektiren tarım ve hayvancılık alanları desteklenmelidir.
Tarımda adil fiyat politikaları uygulanmalı, çiftçi alın terinin karşılığını almalıdır.
Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma ve ulaşım şartları iyileştirilmelidir.
Okullarda çocuklara “gıda israfı ve bilinçli tüketim” eğitimi verilmelidir.
Tarım arazilerinin tarım dışı kullanımı engellenmelidir.
Tarımsal desteklemeler tarla sahiplerine değil gerçek üreticilere yapılmalı ve yeterli seviyelere çıkarılmalıdır.
Bugün bir kez daha haykırıyoruz:
Adalet olmadan gıda güvencesi olmaz!
Biz Saadet Partisi Bursa Kadın Kolları olarak adaletin, üretimin ve paylaşmanın egemen olduğu bir Bursa için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Her sofraya bereket, her haneye huzur gelene kadar durmayacağız.
“Her Lokma Bir Emanettir”
Unutmayalım ki soframıza gelen her lokma, bir emek zincirinin ürünüdür.
Çiftçinin alın teri, toprağın bereketi, suyun nimeti, hepsi bir emanettir.
Bu emanete sahip çıkmak; hem ahlaki bir sorumluluk, hem de insani bir görevdir.
Biz Saadet Partisi Bursa İl Kadın Kolları olarak,
“Adil paylaşımın hâkim olduğu, israfın sona erdiği, bereketin çoğaldığı bir Türkiye” için
çalışmaya, üretmeye ve toplumu bilinçlendirmeye devam edeceğiz.
Çünkü biliyoruz ki:
Bir toplumun geleceği, sofralarındaki adaletle ölçülür.
Ve biz bu adaleti yeniden tesis edene kadar, mücadelemizi sürdüreceğiz”
