10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle basın açıklaması yapan Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Kemal Özgür Yetkin, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilmesinin üzerinden 77 yıl geçmesine ülkemiz ve dünya açısından insan hakları anlamında maalesef vahim bir tablo ile karşı karşıya olduklarını söyledi.
Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun ile yönetim kurulu üyeleri ve avukatların katıldığı basın açıklamasında Yetkin şunları söyledi:
“Bugün ülkemizde temel hak ve özgürlükler askıya alınmıştır. AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarının dahi tanınmadığı siyasallaşmış bir yargı pratiği ile karşı karşıyayız. Bugün bağımsız ve tarafsız bir yargıdan söz etmek mümkün değildir. Yine ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüş hakkı muhalif görüşler açısından kullanılamaz hale getirilmiştir. Basın özgürlüğü tehdit altındadır. Yalnızca düşüncesini açıklayan, sosyal medyada paylaşımda bulunan hatta mizah yapan yurttaşlar dahi tutuklu yargılanmaktadır. Hukuka aykırı tutuklamalar olağan hale gelmiştir. Yine gazeteciler, öğrenciler, siyasetçiler de cezaevlerinde tutulmakta, haksız hukuksuz kararlarla topluma adeta gözdağı verilmektedir. Son olarak MESEM’i ve çocuk işçi cinayetlerini protesto eden 16 gencin tutuklanması da durumun vahametini ortaya koymaktadır.
Bugünkü siyasal ortamda kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmış, meclis de adeta devre dışı bırakılmıştır. Demokratik hukuk devletinin temeli olan seçme ve seçilme hakkına ağır müdahalelerde bulunulmaktadır. Son yerel seçimlerin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı ile birçok muhalif belediye başkanı tutuklanmış, bir çok belediyeye de kayyım atanmıştır. Halk iradesine darbe niteliğinde olan bu hukuk dışı durumun kabul edilmesi mümkün değildir.
Ülkemizde kadına karşı şiddet ile çocuk istismarı bir türlü önlenemediği gibi İstanbul Sözleşmesi rafa kaldırılmış, temel insan hakkı olan yaşam hakkını korumak için gerekli önlemler alınamamıştır.
Yine ülkemiz bu yıl da, ölümlü iş kazalarında, Avrupa ve dünyada üst sıralarda yer almıştır. Sendikasız, güvencesiz, sağlıksız, iş güvencesinden yoksun koşullarda çalışan emekçiler düşük ücretlerle çalışmaya mahkum edilmişlerdir.
Bugün yaşanan ekonomik kriz, yüksek enflasyon, fahiş fiyatlar nedeniyle yurttaşlarımız yaşamlarını idame ettirmek için gerekli en temel ihtiyaç olan beslenme ve barınma ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz duruma getirilmişlerdir.
Derin yoksulluk içindeki insanların eğitim, sağlık, barınma, beslenme, güvenlik, adalete erişim gibi en temel insan haklarının ihlal edilmesine neden olmuştur.
Geçtiğimiz yıl da İsrail, Filistin’de doğrudan kadın, çocuk ve sivilleri de hedef alan soykırıma varan katliamlarını sürdürmüş, yine Lübnan, İran ve Suriye’ye yönelik de saldırılar gerçekleştirmiş, Suriye’nin bir kısmını işgal etmiştir. Emperyalistlerin halkları birbirine düşman eden politikaları dünya ve ortadoğu halklarına kan, gözyaşı ve ölümden başka bir şey getirmemiştir.
Gelinen noktada bölgede maalesef yeni çatışmalar ve savaşların yaşanacağı kuvvetle muhtemeldir.
İnsan haklarının, temel hak ve özgürlüklerin güvencesi, demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir.
Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak, hukukun üstünlüğünü, demokratik, laik, sosyal hukuk devletini, savunmaya devam edeceğimizi bildirir, insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması için her zaman olduğu gibi mücadele edeceğimizi kamuoyu ile paylaşırız.”
