Bursa’nın hemen yanı başında, tarihi Helenistik döneme kadar uzanan, Bizans’tan Osmanlı’ya kadar pek çok imparatorluğa ev sahipliği yapmış İznik, her köşesinde geçmişin izlerini taşıyan bir hazine.
Ormanları, gölü, verimli topraklarıyla adeta beş mevsimi yaşatan bu şehir, görkemli tarihi yapıları, doğal güzellikleri ve stratejik önemiyle bir zamanlar büyük bir cazibe merkeziydi.
Ancak gelin görün ki, İznik’in büyük potansiyeli günümüzde sadece geçmişin hayaletlerinden ibaret. Ne yazık ki, bu şehri tanımak için yolculuk yapanlar, bu eski şehrin makus talihini kıramadığına tanıklık etmekten başka bir şey yapamıyor.
İznik, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi büyük medeniyetlerin beşiği olmasına rağmen, 21. yüzyılın başlangıcında ne yazık ki bu mirasın hakkını veremeyen bir kasaba görünümünde.
Ne bir turizm cenneti, ne de ekonomik olarak güçlü bir bölge haline gelebilmiş. Oysa bu şehir, iç içe geçmiş binlerce yıllık tarihî katmanlarla dolu ve dünya çapında tanınmaya, keşfedilmeye değer.
İznik Gölü, antik tiyatro, Ayasofya, surlar… Bunlar sadece bir avuç örnek, fakat bu değerler, tam anlamıyla hak ettikleri ilgiyi görmüyor.
Tarihi İznik, bir zamanlar Bizans’ın en önemli şehirlerinden biriyken, ne yazık ki bu potansiyel, asırlar içinde kayboldu.
Şu an sahip olduğu tarihi zenginliklerin bile tadını çıkaramayan bir şehir, ne yazık ki günümüz Türkiye’sinde yaşadığı ekonomik ve altyapı eksiklikleriyle kendini geliştirmekten uzak kalıyor.
Ulaşım, turizm altyapısı ve tanıtım anlamında ciddi eksiklikler var.
İznik, 20. yüzyılın ortalarından bu yana yeterince dikkat çekememiş, gelişmiş şehirlerle rekabet edebilmek için adımlar atamamış.
İznik’in geçmişi, aynı zamanda onun bugünkü sorunlarını da açıklıyor. Bir zamanlar önemli bir imparatorluk şehri olan İznik, ne yazık ki son birkaç yüzyıldır kendi kimliğini kaybetmiş ve sıklıkla ihmal edilmiş bir şehir haline gelmiş.
Hala eski ve harabe haldeki yapılarıyla, bu şehrin kadim yüzü insanları nostaljik bir yolculuğa çıkarabilir; ancak o nostalji, bir tür hüzne dönüşüyor, çünkü o eski şehre dair hiçbir şey modern dünyaya entegre edilemiyor.
Oysa, tarihî miras ve modern altyapı arasındaki köprü kurulabilseydi, İznik bugün çok daha farklı bir konumda olabilirdi.
İznik’in en büyük sıkıntılarından biri de şehrin ekonomik yapısının son derece dar bir alana sıkışmış olması. Tarım ve küçük ölçekli yerel ticaret İznik’in ekonomik omurgasını oluşturuyor, ancak bu yapılar ne şehri kalkındırmaya, ne de genç nüfusun geleceğini güvence altına almaya yeterli.
Tarım sektörü, sadece geleneksel meyve ve sebze üretimiyle sınırlı, modern tarım teknikleri ya da endüstriyel yatırımlar bu şehre gelmiş değil. Ve ne yazık ki, gıda üretimi dışında gelişmiş bir sanayi ya da teknoloji sektörü de bulunmuyor.
İznik’in gençleri, çoğunlukla büyük şehirlere göç etmek zorunda kalıyor. Bu durum, sadece ekonomik değil, sosyal bir kayıptır da.
Şehirdeki altyapı sorunları, tarihi mirası ve kültürel zenginlikleri daha fazla turiste tanıtma fırsatını da engelliyor. İznik’in caddeleri, sokakları ve özellikle tarihi yapıları, bakım ve onarımdan yoksun.
Ayrıca, şehirdeki ulaşım ve turizm altyapısı, ziyaretçilerin rahatça gezip görebileceği bir ortam yaratmıyor. Bu şehir, adeta unutulmuş bir zaman diliminde sıkışıp kalmış gibi duruyor.
Sonuç Olarak:
İznik, büyük bir potansiyele sahip. Ancak bu potansiyel, tarihî zenginliklerin gölgesinde kaybolmuş durumda. Şehir, geçmişin büyük medeniyetlerinden kalan mirasıyla bir hazineyi barındırırken, bugünün Türkiye’sinde yeterince değer göremiyor.
Şehirdeki altyapı eksiklikleri, kentsel planlama hataları ve ekonomik zorluklar, İznik’in önünde büyük bir engel oluşturuyor.
Eğer bu şehir, sahip olduğu doğal güzellikleri ve tarihi mirası doğru bir şekilde tanıtarak, akıllıca bir kalkınma modeli ile modern altyapı ve turizm olanaklarını entegre edebilirse, çok daha farklı bir İznik görmek mümkün olabilir.
İznik’in “makus talihini” kırabilmesi için, sadece turizm değil, tüm kentsel gelişim ve yerel yönetim stratejilerinin köklü bir değişime uğraması gerekiyor.
Bu şehir, tarihinin ve doğal güzelliklerinin hakkını verebilse, dünya çapında bir cazibe merkezi olabilir. Ama ne yazık ki, şu an için İznik, tarihiyle değil, ihmal edilmişliğiyle tanınıyor.
Bu da, tarihin büyük medeniyetlerine ev sahipliği yapmış bu kadim şehri, çok daha uzun yıllar gölgede bırakacak gibi görünüyor.