soL TV’de yayınlanan Komünist Bakış programında bu hafta “muhalefete muhalefet etmek” masaya yatırıldı.
Akademisyen Nevzat Evrim Önal’ın sorularını yanıtlayan Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, CHP ile olası seçim işbirliği tartışmalarına kesin bir dille karşı çıktı. “TKP başka bir partinin icazetiyle Meclis’e girmez” diyen Okuyan, CHP’den daha önce gayriresmi teklifler geldiğini açıkladı ancak “Bir başka partinin şemsiyesi altında Meclis’e girmek ahlaki değildir” ifadeleriyle bu tür pazarlıklara kapalı olduklarını vurguladı.
Sosyalist hareketin bağımsız bir güç haline gelmesinin, CHP’ye eklemlenmekle değil, ondan kopmakla mümkün olduğunu söyleyen Okuyan, “CHP sermaye partisidir, TÜSİAD’çı bir partiden emeğe önem vermesini beklemek yanlış” dedi.
Seçim sistemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Okuyan, milletvekili transferi, seçim barajı ve hazine yardımının kaldırılması gerektiğini belirtti. “Cumhuriyet Halk Partisi bu meselelerde samimi ve etkili bir mücadele versin, biz de destekleyelim” diyen Okuyan, düzen partilerinin yarattığı mevcut siyasal yapının “sağlıklı seçim” olanağını ortadan kaldırdığını söyledi.
‘TKP başka bir partinin icazetiyle Meclis’e girmez’
Sosyal medyada, CHP’nin gelecek seçimlerde Türkiye Komünist Partisi’ne milletvekili kontenjanı ayırması gerektiği üzerinden yürütülen tartışmaları hatırlatan Nevzat Evrim Önal, “CHP böyle bir teklif yapsa dahi Türkiye Komünist Partisi bunu ret mi eder?” sorusunu yöneltti.
CHP’nin daha önce başka sol partilerle seçim işbirliğine gittiğini belirten Kemal Okuyan, “Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminde olan ya da yönetimine çok yakın bazı isimler kimi gayri resmi teklifler yaptılar” sözleriyle benzer tekliflerin TKP’ye de geldiğini açıkladı.
TKP’nin milletvekili transferine karşı olduğunun altını çizen Okuyan, şu yanıtı verdi:
“Gündemin biraz daha buna olanak verdiği anda yürüteceğimiz bir çalışma olacak. O çalışmanın önemli parçalarından bir tanesi milletvekili transferinin tamamen yasaklanmasıdır. Bir milletvekili siyasi tercihinde bir değişiklik öngörüyorsa, böyle bir tercihte bulunuyorsa milletvekilliğini de bıraksın. Sonraki seçimde gönül verdiği yeni partisinden aday olsun.
Türkiye Komünist Partisi herhangi bir ortaklık görmediği, yakın hissetmediği bir siyasi partinin seçmeni üzerinden Meclis’e girmek istemez. Bir, bunu ahlaki bulmayız. İki, böyle bir seçim sırasında varsayalım ki Türkiye Komünist Partisi’nden 2 ya da 3 tane aday bir başka partiden aday oldu ve Meclis’e girdi. O seçim kampanyası boyunca Türkiye Komünist Partisi’nin o siyasi partiye karşı ya da o siyasi partinin aleyhine herhangi bir faaliyet sürdürmesi imkansızdır. Ahlaki değildir.
Türkiye Komünist Partisi’nin o milletvekilleri diyelim ki başka bir partiden aday oldular ve seçildiler. Daha sonra nasıl Türkiye Komünist Partisi’ne geri dönecekler? Hangi yüzle? Halka ne diyeceğiz?
Türkiye Komünist Partisi bir başka partinin koruması altında, şemsiyesi altında, himayesi ya da icazetiyle Meclis’e girecek bir parti değil. Bu pazarlığa kapalı.”
‘Sosyalist hareket CHP’den koparsa bağımsız bir güç olabilir’
Cumhuriyet Gazetesi yazarları Ergin Yıldızoğlu, Emre Kongar ve Mehmet Ali Güller’in bir sosyalizm stratejisi olarak “CHP’yi sola çekerek desteklemeyi” tartışan yazılarını değerlendiren TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, “Türkiye’de sosyalist hareketin bağımsız bir güç haline gelmesi, Cumhuriyet Halk Partisi’nden bağımsız bir gündem haline gelmesiyle mümkün” dedi.
Sosyalist hareketin, CHP’nin işini daha iyi yapmakla yükümlü olmadığını vurgulayan Okuyan, “CHP bazı konularda yeterince ses çıkarmıyor, sosyalist hareket güçlenirse ses çıkarır türünden bir anlayış bağımsız bir sosyalist hareketin yaratılmasına izin vermiyor. Çünkü o enerji dönüyor dolaşıyor tekrar Cumhuriyet Halk Partisi’ne geri dönüyor” değerlendirmesinde bulundu.
CHP’deki sorunu “yeterince laik, cumhuriyetçi, emekten yana olmamak” şeklinde tarif eden değerlendirmelere itiraz eden Okuyan, “Mesele ‘yeterince’ değil ki. Mesela Cumhuriyet Halk Partisi TÜSİAD’çı bir parti, sermayeden yana. Bunun yeterince açıklanabilecek bir tarafı yok. CHP yeterince emeğe önem vermiyor. Niye versin? TÜSİAD’çı bir parti emeğe önem vermez zaten. Emek bir demagoji unsurudur” ifadelerini kullandı.
CHP’deki bir rota değişikliğinin, sosyalist hareketin önünü açacağı yönündeki beklentinin de karşılığının bulunmadığını söyleyen Kemal Okuyan “Tarihte ‘birazcık sola kaymış’ bir sosyal demokrasinin sosyalizm mücadelesine fayda getirdiği tek bir örnek yok” dedi.
TKP’nin CHP’ye dönük eleştirilerinden vazgeçmeyeceğini belirten Okuyan, soL’un gündeme getirdiği CHP’nin NATO raporuna yükselen itirazları hatırlatarak “Bizim Cumhuriyet Halk Partisi’ni kaşımak gibi bir görevimiz yok. Ne görüyorsak onunla uğraşıyoruz. Türkiye’de NATO’culuğu geriletmeye, yurtseverlik fikrini yaymaya, antiemperyalizmi güçlendirmeye çalışıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi ya da bir başka parti… Bizim meselemiz Cumhuriyet Halk Partisi değil” diye konuştu.
‘Bir devrimci hareket, tali unsur olduğu ittifaka girmez’
Evrensel Gazetesi yazarı Ahmet Yaşaroğlu’nun “İşçi sınıfı hareketi zayıf, sosyalizm mücadelesinin bu ortamda bağımsız bir güce dönüşmesi mümkün değil, bu yüzden CHP’yi sola çekmek gibi bir görevimiz var” argümanını savunduğunu aktaran Nevzat Evrim Önal, “Sosyalist hareket işçi sınıfı hareketi zayıf olduğu için mi zayıf? Eğer durum buysa sosyalist hareketin CHP’yi çekiştirerek güçleneceği mi düşünülüyor” diye sordu.
Sosyalist hareketin yükselişinden bağımsız bir işçi hareketi yükselişinin olamayacağını vurgulayan Kemal Okuyan, “zayıfsak ittifak kuralım” yönündeki düşüncenin zayıf kalmakla eş anlamlı olduğunun altını çizdi ve “Devrimci stratejide her zaman dominant unsur devrimcilerdir. Bir devrimci hareket, tali unsur olduğu bir ittifaka girmez” dedi.
‘TKP’den rahatsız olunacak ama ekranlar faşistlere, islamcılara açılacak’
TKP’ye yönelik “İktidar dururken gidiyor CHP’yi eleştiriyor, muhalefete muhalefet ediyor” eleştirileri yapıldığını aktaran Nevzat Evrim Önal, “TKP’nin muhalefete muhalefet etmek gibi bir derdi mi var?” diye sordu.
Bu eleştirinin gerçeği yansıtmadığını kaydeden Okuyan, öncelikle CHP medyasının bir bölümünün yandaş medyadan farklı olmadığını söylerek şu yanıtı verdi:
“Mesela Halk TV’de mutlak bir Türkiye Komünist Partisi ambargosu var. Patronunun tercihidir. Ama şunu tabii ki sorgularız. Bu kanala sağcısı çıkacak faşistlik yapacak, sermaye dalkavukluğu yapacak, NATO’culuk yapacak sonra da biz muhalif medya diye bağrımıza basacağız. Bir yandan AKP’nin saldırıları yüzünden bir dayanışma içerisindeyiz. Kapatmadır, para cezasıdır. Bütün bunlara karşı bir dayanışma içerisinde bulunuyoruz, bulunmaya devam edeceğiz. Tabii ki bir beklentimiz yok. Cumhuriyet Halk Partisi’ne dönük zaman zaman yaptığımız eleştiriler nedeniyle Türkiye Komünist Partisi’nin düşüncelerinden rahatsız olunacak ama ekranlar faşistlere açılacak, islamcılara açılacak, AKP artıklarına açılacak. Hatta onların bir bölümü AKP’ye geri dönecekler falan. Bu çok masum bir tablo değil.”
‘TKP’nin sistemle bir meselesi var, arada CHP de gündemimize giriyor’
CHP’nin birçok noktada iktidarla aynı çizgide buluştuğunu kaydeden Okuyan, sözlerine şöyle devam etti:
“Cumhuriyet Halk Partisi olmadan bugünkü iktidarın yoluna devam etme şansı yok. Dolayısıyla zaman zaman tabii ki Cumhuriyet Halk Partisi’ni eleştirmek zorundayız. Temel konularda AKP’nin çizgisine benzer şeyler savunan bir Cumhuriyet Halk Partisi CHP kitlesini AKP politikalarına alıştırıyor demektir. AKP politikalarını meşrulaştırıyor demektir. Dolayısıyla buna niye izin verelim?
Cumhuriyet Halk Partisi ile ilgili Türkiye Komünist Partisi’nin bir gündemi yok. Türkiye Komünist Partisi’nin bugünkü siyasal, toplumsal, ekonomik sistemle bir meselesi var ve arada doğal olarak da Cumhuriyet Halk Partisi gündemimize giriyor. AKP’yi bırakıp CHP ile uğraşıyorsunuz diyorlar. Hayır öyle bir şey yok.”
‘Bu unsurlar ortadan kalkmadan Türkiye’de sağlıklı bir seçim yapılamaz’
CHP’ciliğin solda kronikleşen bir sorun haline geldiğini belirten Nevzat Evrim Önal, “Komünistler haksız olduğu için mi solda CHP’cilik var?” sorusunu yöneltti.
CHP gölgesinde siyaset yapmanın “riski olmayan bir konfor alanı” sunduğunu kaydeden Kemal Okuyan, “CHP sanki farklı düşüncelerdeki solcuların baba ocağıymış, ana ocağıymış gibi bir algı var. Biz bunu reddettiğimiz için biraz eleştiriliyoruz. Hayır. Türkiye Komünist Partisi başka bir çizgi. Öyle baba ocağı, ana ocağı bir üst belirleyen olarak Cumhuriyet Halk Partisi’ni kabul etmek gibi niyetimiz yok” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de düzen partileri lehine bir seçim sisteminin kurulduğunun altını çizen TKP Genel Sekreteri, sağlıklı seçimlerin yapılabilmesi için atılacak bazı adımları şöyle sıraladı:
“Cumhuriyet Halk Partisi yüksek seçim barajından yararlanan bir parti. Zaman zaman gündeme getiriyorlar baraj kalksın ya da aşağı indirilsin diye. Bir kere burada samimilerse bunun için çaba harcarlar. Türkiye’de siyaseti ahlaksızlaştıran, ilkesizleştiren şeylerden bir tanesi milletvekili transferi ise diğeri seçim barajıdır. Seçim barajı kalkmalıdır ya da Türkiye milletvekilliği diye bir sistem geliştirilmelidir, hiçbir baraja tabi olmadan. Ama daha iyisi barajın kalkmasıdır.
Hazine yardımı kalkmalıdır. Siyasi partiler faaliyetlerini Türkiye Komünist Partisi gibi ya da başka bazı partiler gibi kendi kaynaklarıyla, üyelerinin bağış ve aidatlarıyla, kendi olanaklarıyla sürdürmelidir.
Yüksek Seçim Kurulu büyük ölçüde yürütme tarafından yani hükümet tarafından belirlenen bir organ. Bu YSK ile sağlıklı bir seçim yapılması imkansızdır.
Devlet memurlarının siyasi partiye üyeliği yasak. Tırnak içerisinde yasak. İktidarda istedikleri gibi siyaset yapıyorlar. Partili cumhurbaşkanı var daha ne olsun? Türkiye’deki en üst kademe devlet memuru. Bununla mücadele edilmesi gerekiyor.
Bu unsurlar ortadan kalkmadan Türkiye’de sağlıklı bir seçim yapılamaz. Hodri meydan, muhalefette olduğunu söyleyen, Türkiye’de demokrasi yok diyen, Türkiye’deki siyasal sistem özgürlükçü değil diyen bütün partiler otursunlar bu meselelerde uğraşsınlar. Biz uğraşacağız ama kimsenin samimi bir şekilde uğraştığını görmüyoruz. Çünkü bu ahlaki bir mesele, siyasi bir mesele, toplumsal bir mesele.
Cumhuriyet Halk Partisi bu meselelerde samimi ve etkili bir mücadele versin. Biz de destekleyelim.”
