Clickbus.com.tr üzerinden en ucuz fiyatlarla Mardin otobüs bileti satın alarak tarih kokan Hasankeyf’i daha yakından görebilirsiniz.
Gercüş’ün kuzeyinde, Mardin-Siirt arasında, Dicle Irmağı’nın sınır oluşturduğu bölümde, ırmağın kıyısında yer alan bucak merkezi yerleşme. 1102-1232 arasında Artuklular’a başkentlik yapan kent, çeşitli İslam egemenliklerine ait yapı kalıntılarıyla ünlüdür. 1970’lere değin mağara konutlarda tarihle iç içe yaşayan Hasankeyf halkı, bugün yakındaki sosyal konutlara yerleştirilmiştir. Dicle’nin iki yakasındaki kalıntılar, GAP kapsamındaki llısu Barajı’nın yapımıyla sular altında kalacaktır. Kentteki kurtarma çalışmaları, 1988’de Ankara Ünlversitesi’nden Prof. Oluş Arık başkanlığındaki araştırma grubunca başlatıldı. Hasankeyf hakkındaki ilk bilgiler, 1930’larda Fransız arkeolog Albert Gabriel tarafından derlendi. Sizlerde bu bölgeyi daha yakından görmek istiyorsanız hemen bir Mardin otobüs bileti satın alın ve Hasankeyf’e yolculuğa çıkın!
Bilim adamları, yöredeki mağaralarda Tarih öncesinden beri yerleşildiğini ileri sürerler. Ne var ki kentin kimlerce kurulduğu bilinmemektedir. Kaynaklarda, İlkçağ da, Cepha (Cefa) adıyla Süryani piskoposluk merkezi olduğu belirtilir. Süryani kayıtlarında ise adı Hesna Kepha şeklinde geçer. Abbasi, Hamdani ve Mervani egemenlikleri sırasında, Arapça’da kayahisar, kayakale anlamına gelen Hısn Kayfa denildi. Bir süre sonra Hısn Keyfa biçimine dönüştü. En parlak yıllarını Artuklu egemenliği döneminde yaşayan kent İlhanlı yağmasından sonra eski canlılığına kavuşamadı. Kısa süren Akkoyunlu yönetimi sırasında yeni yapılar yapıldı, eskileri onarıldı. 16. yy’ın başında Safevi, 1517’de Osmanlı egemenliğine girdi. Osmanlılarca Diyarbekir Eyaleti’ne bağlı sancak merkezi yapıldı. Adı Hasankeyf’e dönüşen kent gittikçe sönük, önemsiz bir yerleşme haline geldi.
İpek Yolu ve Kral Yolu gibi iki önemli karayolunu birleştirmesi ve Dicle gibi elverişli bir suyolu üzerinde bulunması, Hasankeyf’in gelişmesinin başlıca nedenidir. Romalılar’ın İran sınırını denetim altına alabilmek için burada kale yaptırdıkları ileri sürülürse de kesin kanıtlar yoktur. 12. yy Artuklu yapısı Hasankeyf Kalesi, Dicle yatağından 100 m yüksekteki kaya üzerine kuruludur. Kalenin en yüksek kesiminde 14. yy’a tarihlenen Ulu Cami (Kale Cami) yer alır. Onarımlarla özgünlüğünü büyük ölçüde yitiren cami, birbirini T biçiminde kesen iki şahından oluşur. T’nin sağ kanadında küçük bir mekan, sol kanadında ise üç küçük mekan vardır. Caminin yedi kapısından üçü günümüze ulaşabildi. 12. yy Artuklu sarayı ise yok olmak üzeredir. Sarayın duvarları kesme taştan, tonoz ve kemerleri tuğladandır. Yapının kurulduğu kare alanın kuzeyinde köşe kulelerin kalıntıları dikkati çeker. Alanın ortasında bir girişe ait olduğu sanılan dörtgen iki kule vardır.
Mardin’de Hasankeyf dışında Midyat gibi bölgelere de sahip olan yerleri gezebilirsiniz. Clickbus.com.tr üzerinden Mardin’e giden otobüs firmaları sorgulaması yapın ve gelen firmalar arasından bütçenize en çok uyanı seçerek online olarak biletinizi satın alın!
Dicle üzerindeki Hasankeyf Köprüsü’nden günümüze üçayak ulaşabildi. Bu görkemli taş köprünün uzunluğunun 100 m’yi aştığı bilinmektedir. 40 m açıklıklı ana kemerin Hasankeyf tarafında, 15 m’lik küçük, güz diğer 22 m’lik iki göz vardı. Ana kemerin ayaklarındaki hücreler, köprüyü korumakla görevli nöbetçiler içindir. Yine ana kemerin ayaklarında ağırlığı hafifletmek için boşluklar bırakılmıştır. Kesme ve moloz taştan yapıda sırlı ve sırsız tuğla da kullanılmıştır. Malabadi ve Cizre köprülerinde olduğu gibi kemer ayaklarında, burçları simgeleyen ellerinde tanımlanamayan nesneler tutan kabartma insan figürleri yer alıyordu.
Sizlerde Mardin’e gitmek için otobüs biletleri sorgulaması yapın ve bu yerleri daha yakından görün!
Kentin kuzeyinde, Dicle’nin karşı kıyısındaki İmam Abdullah Zaviyesinin yapım tarihi ile mimarı bilinmemektedir. İmam Abdullah’ın türbesi çevresinde geliştiği sanılan yapılar dikdörtgen planlı bir avlunun etrafına dizilmiştir. Kuzeyde kubbeyle örtülü türbe, kuzeydoğuda kare planlı kule görülebilir. Güneydeki uzun dikdörtgen mekanın mescit olduğu sanılır. Yapının, 12 imamı betimleyen çini levhaları dikkati çeker. Kuzeybatıdaki Zeynel Bey Kümbeti, girişindeki çini yazıttan anlaşıldığı kadarıyla Otlukbeli Savaşı’nda ölen Zeynel Bey için yapıldı (15. yy). Kesme taş üstüne tuğla kaplama, kümbetin mimarı Pir Hasan’dır. Dıştan silindirik içten sekizgen planlı kümbetin kubbesi ve gövdesi geometrik motifli sırlı tuğlalarla bezelidir. Yalnızca mimarisinin bir bölümü ayakta kalmış olan Eyyubi yapısı Camiü’r-Rızk (Sultan Süleyman) (14. yy); duvarlarının bir kısmı görülen Koç Camisi (14. yy sonu) ve Ulu Cami yakınındaki Şerafettin Eyyubi’nin türbesi (12. yy) diğer yapılardır.